İngiltere’de Yüksek Mahkeme, sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesi planı kapsamında gelecek hafta Salı günü yapılacak uçuşa izin verdi …
İngiltere’de Yüksek Mahkeme, sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesi planı kapsamında gelecek hafta Salı günü yapılacak uçuşa izin verdi.
İngiltere’deki sığınmacıların Doğu Afrika ülkesi Ruanda’ya gönderilmesine karşı kampanya yürütenlerin itirazı da reddedilmiş oldu. Fakat dava Pazartesi günü Temyiz Mahkemesi’nde görülecek.
Yürürlüğe yeni giren uygulamaya göre İngiltere’ye yasadışı yollardan girenler, sığınma müracaatında bulunmak üzere Ruanda’ya gönderilecek.
Yaklaşık 31 şahsa ilk uçuşta olabilecekleri söylendi.
Temmuz sonundan önce, Yüksek Mahkeme’nin bir bütün olarak itirazları dinleyeceği bir adli incelemenin olacağı öğrenildi.
Yüksek Mahkeme’nin yargıcı Sir Jonathan Mark Swift, kararında İçişleri Bakanı Priti Patel’in siyasetlerini uygulayabilmesinde “maddi bir kamu yararı” olduğunu kabul etti.
Bakan Patel, Yüksek Mahkeme kararından övgüyle bahsederken hükümetin de planlarını sürdüreceğini söyledi. Başbakan Boris Johnson ise kararı “iyi haber” olarak nitelendirdi.
Ancak davayı açan kampanyacılar, “zorla sınır dışı edilen” şahısların durumları için kaygılarını ifade etti ve karara itiraz edeceklerini doğruladı.
Hükümet planla birlikte pek çok müracaatın artık Ruanda tarafından ele alınacağını açıkça ifade ederek uygulamanın sığınmacıların Manş Denizi’ni geçmekten caydırmasını umuyor.
Ruanda’ya gönderilen şahısların sığınma müracaatları bu ülkede değerlendirilecek; göçmenlere de bu süreçte barınma ve destek sağlanacak. Sığınma talebinin olumlu sonuçlanması durumunda da, göçmenler beş yıla kadar eğitim ve takviyeye erişim ile Ruanda’da kalabilecekler.
Ruanda’daki sığınma müracaatları olumsuz sonuçlanan bireylere ise, öteki göçmenlik kuralları altında yeniden bir vize müracaat hakkı tanınacak. Fakat tekrar de bu şahıslar sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kalacak.
Kampanyacılar, uçuşun yanı sıra insanların Ruanda’ya yerleştirilmesini de engellemeye çalışıyor.
Avukatlar, Ruanda’nın sığınma sistemindeki eksiklikler ve “geri gönderme süreci” olarak bilinen, insanların zulme uğrayacakları ülkelere gönderilme mümkünlüğü hakkında tasalarını dile getirdiler.
İçişleri Bakanlığı avukatları ise mahkemenin, kamu faydasına olduğu için uygulamaya yasal itirazları durdurması gerektiğini söyledi ve yargıcı da sığınmacılar ismine itirazları reddetmeye çağırdı.
Yargıç Swift, verdiği kararda “kötü muamele, geri gönderme” ya da Birleşik Krallık İnsan Hakları Maddesi’nin üçüncü hususu kapsamındaki haklarını ihlal eden herhangi bir şey olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığını söyledi.
İlgili madde, İngiltere’de insanları azaptan; insanlık dışı, aşağılayıcı muamele ya da cezadan; işkence, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muameleyle karşı karşıya kalacakları gerçek bir riskin bulunduğu bir ülkeye sınır dışı edilme ya da iade edilmeye karşı koruyor.
Ancak yargıç, kampanyacılara ve göçmenlere karara itiraz etme hakkı verdi ve Temyiz Mahkemesi’nin Pazartesi günü davaya bakabileceğini söyledi.
Yargıç ayrıyeten, Salı günü sınır dışı edilmekle karşı karşıya kalan ve hala Ruanda’ya giden uçakta olacak iki şahsa yönelik süreksiz yardım talebini de reddetti.
Bu yıl içerisinde 4 bin 850’den fazla kişi Manş Denizi üzerinden botlarla İngiltere’ye geçti.
Plan ilk olarak, 1 Ocak sonrasında botlarla İngiltere’ye gelmiş olan bekar erkekleri hedefliyor.
Planı eleştirenler, bu adımın “acımasızca” olduğunu söylüyor ve Ruanda’nın insan hakları karnesine ilişkin telaşlarını dile getiriyor.
Geçtiğimiz yıl İngiltere hükümeti, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Ruanda’da “sivil ve siyasi hakların ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasıyla ilgili” telaşlarını bildirmişti. Sığınmacı muahedesinin imzalanmasından sonra Başbakan Boris Johnson, Ruanda’yı “Dünyanın en inançlı ülkelerinden biri” olarak tanımlamıştı.
İngiltere’de ana muhalefetteki Personel Partisi’nin İçişleri Sözcüsü Yvette Cooper ise planın “tamamen fonksiyonsuz ve aşırı maliyetli” olduğunu söylemişti.
Muhalefet partilerinin yanı sıra iktidardaki Muhafazakar Parti’den de plana yönelik tenkitler var.
160’dan fazla sivil toplum kuruluşu ise plandan vazgeçmesi için hükümete davet yaptı.