Eray Görgülü CHP, Basın Kanunu ile kimi kanunlarda çok önemli değişiklikler öngörenkanun teklifine yönelikmuhalefet şerhini TBMM’ye sundu. CHP …
Eray Görgülü
CHP, Basın Kanunu ile kimi kanunlarda çok önemli değişiklikler öngörenkanun teklifine yönelikmuhalefet şerhini TBMM’ye sundu. CHP’li vekiller Onursal Adıgüzel, Tuncay Özkan ve Burak Erbay imzasıyla sunulan muhalefet şerhinde bilhassa “halkı aldatıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu düzenleyen ve hapis cezası öngören 29. unsura yönelik tenkitler dikkat çekti. CHP’nin şerhinde kanun teklifi “toplumsal muhalefeti bastırma yasası” olarak isimlendirildi.
29. unsura yönelik tenkitler
Yaklaşık bir yıldır kamuoyunda tartışıldıktan sonra AKP ve MHP milletvekillerinin imzasıyla geçtiğimiz hafta TBMM Başkanlığına sunulan 40 maddelik “Basın Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 1 Haziran Çarşamba günü Dijital Mecralar Komisyonu’nda kabul edilmişti. Teklifin bu hafta Perşembe günü de Adalet Komisyonu’nda görüşüldükten sonra TBMM Genel Kurulu’na sunulması bekleniyor. Kuruldaki görüşmeler sırasında muhalefet milletvekilleri ile basın meslek örgütlerinin temsilcileri teklife yönelik tenkitlerde bulunmuştu. CHP de teklifle ilgili kurula sunulmak üzere muhalefet şerhini hazırladı. Muhalefet şerhinde kanun teklifinin bu haliyle yasalaşmasının kabul edilemeyeceği ifade edilerek, bilhassa “halkı aldatıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu düzenleyen ve hapis cezasını öngören 29. hususa yönelik tenkitler dikkat çekti.
“Suç tipi tamamen muğlak kavramlarla kaleme alındı”
Düzenlemede suçun manevi ögesi olarak “halk arasında telaş, dehşet ya da panik yaratmak saiki”nin öngörüldüğü hatırlatılarak, “Kişiden şahsa, periyottan periyoda değişmesi mümkün olan bu his durumlarının ölçülmesi, saikin ortaya koyulması son derece subjektif değerlendirmelere bağlıdır” denildi. Teklifte yer alan suç tipinin tamamen muğlak kavramlarla kaleme alındığı da ifade edilerek, “Bu suç, iktidarın etkisi altındaki yargının keyfi uygulamalarına neden olacaktır” denildi.
“Kişi hürriyetine ölçüsüz bir müdahale”
Teklifte ‘”sırf halk arasında tasa, endişe, panik yaratmak”’ emelinin özel kast olarak belli olduği ve 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü vurgulanarak, “Anayasa’nın 19’uncu hususunda yer alan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ölçüsüz bir müdahale yapılmasına sebep olacaktır” denildi. Düzenlemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin suç ve cezaların yasallığı unsuruna ilişkin 7’nci ve ifade özgürlüğüne ilişkin 10’uncu unsurlarını de ihlal ettiği ve bu durumun Türkiye’nin uluslararası mahkemelerde sorumluluğunun doğmasına sebep olacağı da savunuldu.
“Dezenformasyon tarifi dolaylı şekilde yapılıyor”
Muhalefet şerhinde “Teklif,sansür ve oto sansüre yol açacak, ifade ve basın özgürlüğünü daha da daraltacak düzenlemeler barındırmaktadır” denilerek, dezenformasyon tarifinin dolaylı bir şekilde yapıldığı kaydedildi. Teklifte ziyadesiyle geniş tanımlanmış bir suç tiplemesinin mevcut olduğuna dikkat çekilerek, “Hangi bilginin ne seviyede halkı aldatıcı bilgi olarak değerlendirileceği büyük bir belirsizlik taşımaktadır” denildi. Teklifle ilgili “toplumsal muhalefeti bastırma yasası” ve “sansür yasası” sözlerinin kullanıldığı muhalefet şerhinde, “Ülkemizde dezenformasyonun tüm bölümlerin ortaklaştığı bir sorun olduğu açıktır. Lakin bu mevzunun düzenlenmesinde, ifade ve haber alma özgürlüklerinin zedelenmemesi öncelikli maksatlardan biri olmalıdır” denildi.
“AB’de tutuklama ve ceza yok”
Düzenlemede Almanya, Fransa, İngiltere ve Avrupa Birliği’ndeki kanunlara atıf yapıldığı lakin bu ülkelerde palavra habere karşı tutuklama ve ceza tedbirlerin bulunmadığı vurgulandı. Şerhte, “Bu manada önerilen yasa tasarısı Bahreyn, Bangladeş, Benin, Kamerun, Fildişi Kıyıları, Kazakistan, Myanmar, Ruanda, Tayland aynıi ülkelerle benzeşmektedir” tabirine yer verildi.
“Bant daraltma yetkisi basın hürriyetini aşan uygulama”
Şerhte Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı’na verilen yetkiler de eleştirildi. BTK Başkanı’nın elinde istisna bir yetki bulunduğu ve bu yetkinin 5651 sayılı kanunla düzenlendiği belirtildi. Buna göre BTK Başkanı’nın erişim engelleme yetkisi kullanabileceği hallerin açıkça sıralandığı hatırlatıldı. Buna rağmen BTK Başkanı’na bant daraltma yetkisi verildiği ifade edilerek, “Bant daraltması uygulaması kullanıcıyı cezalandıran, haberleşme ve basın hürriyetini ihlal eden bir uygulama olarak kabul edilemezdir. Bu çerçevede ilgili hususun kanun teklifinden çıkarılması gerekmektedir” denildi.